Mükemmel Baba Olmayı Hedefliyor Ama Kızı Buna İzin Vermiyor
Bir aile kurmak, birçok insanın hayattaki hedeflerinden biridir. Mutlu bir aileniz olduğunda, kendi çocuklarınıza sahip olmak ve onları iyi bir şekilde yetiştirmek istersiniz. Ancak, bazen hayat beklediğiniz gibi gitmez.
Bu hikayede, bir adam çocukluğundan beri en iyi baba olmayı hayal ediyor ancak bir hayat arkadaşı bulamıyor. Bu nedenle, baba olma hayallerini gerçekleştirmek için küçük bir kızı evlat edinmeye karar veriyor. Ancak, bu kararın ilerleyen zamanlarda ona acı vereceğini bilemez.
Dale Jefferson isimli bu adam, 40’lı yaşlarına gelene kadar evlilik konusunda şanssızdır. Evlilik umudunu keşfettikten sonra, evlat edinme fikriyle tanışır. Bir yetimhanede 6 yaşındaki Lise Barbaer ile karşılaşır. Lise, sistemde yaşamış ve evlat edinilmeyi bekleyen bir çocuktur.
Yetkililer, Dale’in bekâr bir baba olması nedeniyle daha büyük ve disiplinli bir çocuğu yetiştirebileceğini düşünerek Dale’i Lise ile eşleştirirler. Dale ve Lise hemen bağ kurarlar. Dale, Lise’e iyi bir yuva sağlamak için elinden geleni yapar. Ancak, Lise’in içine kapanık bir kişilik geliştirdiğini fark eder.
Lise, büyüdükçe iletişim sorunları yaşar, okuldan sonra eve geç dönmeye başlar ve Dale ile aralarındaki özel bağ kaybolur. Üniversiteye gidip ayrıldıktan sonra, Dale ve Lise arasındaki ilişki daha da zorlaşır.
Yıllar sonra, Lise’in bir şekilde Dale ile iletişim kurma çabası başlar. Lise, geçmişte yaptığı hatalar için özür diler ve Dale ile tekrar bir araya gelmeyi umar. Dale ise bu yeni başlangıç için umutlu olmasına rağmen, geçmişteki acılarıyla başa çıkmak zorundadır.
Kayıp Kızın Dönüşü
Dale ve Hanna yeni bir hayata başlamak için yeni bir kasabaya taşınmışlardı. Bir gün Dale bahçede çalışırken bilinmeyen bir numaradan gelen aramayı kaçırdı. Tekrar aradıklarında Dale telefonu açtı ama hattın diğer ucunda kimse yoktu.
Telefonu tekrar çaldığında Dale gergin hissetmeye başladı. Arayan Lise olabilir miydi? 16 yıldır ondan haber almamıştı ama onu hiç unutmamıştı. Hattın diğer ucunda bir adamın sesi duydu.
Adam Dale’e Lise’in yanında olduğunu ve onunla konuşmak istediğini söyledi. Dale’in onunla konuşmak isteyip istemediğinden emin değildi.
Dale birden umutlu hissetti. Bunca yıldır uğruna dua ettiği kavuşma anı bu muydu? Adam telefonu Lise’e verdi ve Dale onca yıldan sonra nihayet onun “Merhaba baba” dediğini duydu.
Lise özür dilemeye başladı. Dale’e karşı davranışları ve onu terk edişinden dolayı pişmandı. Üniversitedeyken biyolojik ailesini bulmak için okulu bırakmıştı. Öz anne ve babasıyla ilgili bazı kayıtlara ulaşmayı başarmıştı. Onların izini sürdüğünde, ikisinin de uyuşturucu bağımlısı oldukları için rehabilitasyonda olduklarını öğrendi. Lise bir hata yaptığını hemen anladı ama Dale’i incitmişti ve onun kendisini geri kabul edip etmeyeceğinden emin değildi.
Lise üniversiteye devam etmiş ve birlikte yaşamaya başladığı harika bir adamla tanışmıştı. Erkek arkadaşı az önce telefondaki adamdı. Yeniden ayağa kalkmasına yardım etmişti ve Dale’le tekrar temasa geçmesi için onu cesaretlendiren de oydu.
Dale Lise’ye hiçbir şeyin değişmediğine dair güvence verdi. Hâlâ sürekli onu düşünüyordu. Aynı genleri paylaşmasalar bile onun babası olduğu gerçeğini hiçbir şey değiştiremezdi.
Lise bunu duyunca ağlamaya başladı ve ona yeniden bir aile olmalarının çok hoşuna gideceğini söyledi. Dale, Lise ile yeni bir başlangıç yapma fırsatı bulduğu için çok mutluydu. İki hafta sonra Dale ve Hanna Lise’yi ziyaret etti. Şehirde bulundukları birkaç gün içinde hasret giderebildiler.
Dale ve Lise’nin hikayesi bize her zaman umut olduğunu ve affın gücünü gösteriyor. Geçmiş hataları telafi etmek ve yeniden bir araya gelmek için asla geç değildir.